"Tuhaf bir cazibesi vardır bu şehrin. Uyuşturucu gibidir, bağımlılık yapar. Çok şehirler gördüm ama rüyalarıma giren sadece odur.
Belki de şehrin üzerinde asılı duran kesif esrar dumanının eseridir bu.
Amsterdam, hem Amsterdam'dır hem de çok daha fazlasıdır; birazcık Paris, hallice bir Heidelberg, şurasından bakınca tıpatıp Brugge, hatta Fas; İstanbul, Güney Amerika'dır ve aynı zamanda değildir."
İri kıyım Mike, fahişe Julia, uyuşturucu kaçakçısı Selahattin, kötülüğü severek yapan Emil, adı bile tuhaf Sanayi, Sanyok, Vanyok, Danil üçlüsü ve Tanya…
Her nedense, dilini bilmedikleri bir yabancıya dert anlatır gibi yaşadıkları kaçak göçek hayattan söz eden bu karakterler, Levent Yanlık'ın ustalıklı anlatımıyla ete kemiğe bürünerek
bir araya geliyor.
İnsan zihninin derinliklerine farklı bir pencereden bakanSürgün Ruhlar,iyilikle kötülüğün arasındaki hüznü ve neşeyi, kederi ve sevinci yansıtıyor.