Bir gün, çok sayıda mebusun bulunduğu bir zeminde Said Nursî'ye olan kızgınlığını bağırarak şöyle gösterdi:
- Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır. Sizi, yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dair şeyleri yazdınız, aramıza ihtilaf verdiniz.
Said Nursî de, aynı şiddet ve kararlılıkla şu cevabı verdi: - Paşa! Paşa! İslâmiyet'te, imandan sonra en yüksek
hakikat namazdır. Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü reddedilmektir.