Dağıstan: Toplam iki milyon nüfusu bulmayan ve yaklaşık otuz farklı dilin konuşulduğu Kuzey Kafkasya'nın mağrur dağ ülkesi. Kendini kötü gözlerden saklarcasına, adeta bir başka âlem arar gibi başını bulutlara gömmüş muhteşem dağlar. Bir başka âlemin olmadığına inanası gelir insanın. Burasını dünyanın tahtı veya kalesi sanıyor insan.
Dağlılar: Sadece 700 bin Dağlı yaşar dünyada. Dağlı kültüründe; çok hassas bir elekten geçerek oluşmuş ilmek ilmek, desen desen işlenen değerlerin rengi ve çizgileri bir sanat abidesi gibi anlamlı ve ahenkli bir motif oluştururlar. Bu kültür; onur ve iffet, cesaret ve kahramanlık, direnme ve mücadele, saygı ve nezaket gibi insanlığın bütün evrensel değerlerini birlikte ifade eder. Biri yoksa hepsini yok sayan, kusurlarda affı olmayan ve muhtemelen başka hiçbir dilde karşılığı da bulunmayan "YAH" kavramı, uğruna her şeyin feda edildiği, yükü ağır ve hassas bir değer ölçüsüdür dağlarda.
Dağlar yüreğidir dağlıların ve dağlar kadar özgürdür yürekleri. Duygular dolu dolu ve doruklarında yaşanır. Başarılar övgüsüz kalırken, hatalarda ise cezalar acımasızdır.
Kısaca, kusursuz ve eksiksiz yaşanır dağlarda.
Surhay: Kelimenin tam anlamıyla bir delikanlı… Bir kahraman... Bir savaşçı… Özgürlük, onur, iffet ve namus kavramlarıyla bezenmiş cesaret ve nezaket abidesi.