İstanbul içinde küçük bir İstanbul olarak görülen ve başlı başına bir tarih olan "Suriçi Galata" bölgesi ve aynı ismi taşıyan bu kitap, her şeyden önce bölgeye ve bölge üzerine araştırma yapmak isteyenlere, konuya giriş boyutunda bir hizmette bulunmayı amaçlıyor. Bu çalışmada-birebir dini yapılarla ilgisi olanlar hariç- sivil yapılara yer verilmiyor.
Yanı sıra sanat tarihi açısından bir kataloglama değeri bulunan hemen her yapıya da işaret edilmeye gayret ediliyor. Böylece bu kitap, "Suriçi Galata" bölgesiyle ilgili bir tespit çalışması olarak önemli bir konuma yerleşiyor.
Celal Esad Arseven, "Eski Galata ve Binaları" isimli küçük kitabında şöyle demektedir: "Tarihçiler tüm dikkatlerini Bizans şehri üstünde toplamışlardır.
Bilginler hiç bir zaman Galata'ya layık olduğu önemi göstermemişlerdir. Galata'nın tarihini yazmak için yakında çok geç olacak, çünkü tekmil Galata değişip yıkılıyor, binaları yerle bir edilip yerine tarihsel çizgileriyle hiç bir bağlantısı olmayan yapılar dikiliyor." Bugün ise "Suriçi Galata"da gelinen durum Arseven'i fazlasıyla haklı çıkarıyor.