Kemalist Türkiye, uyanık ulusalcı aydınlarının kılavuzluğunda, hem Ortadoğu'yu, hem Orta Asya'yı, hem de dünyayı biçimlendirebilir… Yeter ki, Türk ulusunun özgüvenli aydınları, emperyalist kuşatmanın hem iç, hem de dış aktörlerine karşı aynı anda ve bütünleşik bir savaşım vermek gücünü, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri olan dedelerimizin, kutsal (1919-1922) Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı'mızda gösterdikleri gibi, kendilerinde bulabilsinler…
Türk ulusunun sonsuza değin gerçek kılavuzu kalacak olan Atatürk'ün şu sözü, kulaklarımıza her zaman küpe olmalıdır:
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır!"
İşte o tarih ve ecdat tanıma gerçekleştiği zaman da, Su'yu bize karşı silâh olarak kullanan Suriye de, Irak da susacaktır! Ve aslen huyu, suyu ve de diliyle Anadolulu olup, uydurma ve yapay bir dil olan (!) 'Hint-Avrupa-dilli' denilerek, Batı uygarlığına ve ('Arî') Almanlara mal edilmek istenen Hititleri, tarihin asıl ve gerçek uygarlık yaratıcısı olan Türklerden kopararak, Türk'ün öncü ve evrensel tarihini yok etmek isteyen (sömürücü ve sömürgeci!) 'Batı uygarlığı' şampiyonları da, susacaklardır!