"Göç ederken. Nerede barınıyorsun sen. Kapatarak gizlemek yerine, varlığa gelebilmek için, kendi nazarını kayıran bakışını, iterek içine sıkıştırdığın bu sert bakır üstüne, biçimsiz bir çukur-baskı yaptığını ulu orta söylemesen. Çizimlerin hesap edilmemiş hayatların ufkunu açığa çıkartırken, tasarlanmamış yalnızlıkların sahiplerini kendi içlerine batıracak. Mahsullerinle gerçekler arasında kalan kıraç yerde, hayaller olmaksızın yeniden yaratılmanın ürküten duygusu.
Anlatmazsan anlayamadığın kelimelerle konuşmaya başlayınca âlemi ikiye yaran çatlak büyüyor. Nerede yürüyorsun sen. Çatırdayarak. Dünya sıyrılıyor yerkabuğunun içerisinden kenara doğru. İçeri, belki de yukarı. Bir yandan heveslerin bir şeyin variyetine yönelirken diğer tarafta yoksunluklar başka şeyleri işaret ederken, yani dünya bakışımlı bir şey yaparken, yani tam bu esnada işte, durup nereden bakıyorsun sen."