Su ve toprağın büyük aşkına şahit olduk...
Dünyamıza hayat getiren bu büyük aşkın yarım kalmaması için yaşam iksiri suya sahip çıkmak, onu korumak insanlık adına, aşk adına hepimizin görevidir…Su ile toprağın büyük aşkına tanık olduk bu kitapla…
Temizlikten sağlığa, teknolojiden tarıma dünyamıza hayat, hayatımıza yön veren suyu tanıdık. Öğrendik ki su ile dost olmayı bilmek gerek. Su ile dost olmayı bilirsek cana can katar su…
"Su ile şaka olmaz" demiş atalarımız. Bu sözün ne kadar yerinde olduğunu gördük. Nehir yataklarına yapılan binaların ilk taşkınlarla nasıl zarar görebileceğini öğrendik. İki aşığın, toprak ile suyun arasına girmenin hayatı nasıl derinden ve olumsuz etkileyeceğini öğrendik. Gördük ki toprağın kılcal damarlarıdır küçük akarsular, onu besleyen… Bu suları başka yerlere taşıyarak toprağı sudan ayırmakla, aşığından ayrılan maşuk gibi kuruyup biteceğini öğrendik toprağında… Dengesi bozulan ekolojik sistem yüzünden nasıl zarar göreceğini öğrendik yer yüzünde yaşayan tüm canlıların.
Çoğu zaman kıymetini anlayamadığımız suyun nasıl bir mucize olduğunu fark ettik. Suya iyi davrandığımızda bize şifa olduğunu öğrendik. Öğrendik ki suyu içmenin bile bir adabı varmış. Suya güler yüzle yaklaşırsak gülümsermiş suda bize…
Yakından tanıdığımız suyun, hayatımıza hayat, canımıza can olan suyun hayatının tehlikede olduğunu da gördük… İsrafın, özellikle de suyu israf etmenin doğuracağı sonuçları fark ettik…
İnanıyorum ki bundan sonra çok daha farklı bakacağız elimizde tuttuğumuz bir bardak suya… Gözlerimiz ufukta denizi seyrederken ya da bir nehir kenarında dinlenirken suyun mucizesini düşüneceğiz… Ve musluğumuzdan boşa tek damla akmasına izin vermeyeceğiz… İki aşığı su ve toprağı düşüneceğiz… İzin vermeyeceğiz bu büyük aşkın son bulmasına… İzin vermeyeceğiz yok olup gitmesine suyun… Çöl olmasına izin vermeyeceğiz toprağın…Unutmayın! Sizin israf ettiğiniz belki de bir başkasının ihtiyacıdır… Hatta gelecekte bu gün israf ettiklerimize biz muhtaç kalacağız, kim bilir?...