Tefsir müktesebâtının temelini Kur'ân'ın ilk muhâtapları olan sahâbeden intikal eden rivayetler oluşturmaktadır. Hz. Peygamber'in (sas) muhatabı ve öğrencisi oldukları için onlardan aktarılan rivayetler en değerli tefsir malzemesi kabul edilmiştir. Nüzûl ortamına şâhit ve Kur'ân diline vâkıf olduklarından dolayı onların şahsî içtihat ve yorumları da sonraki kuşaklarınkinden daha kıymetlidir. Söz konusu birikim sahâbenin öğrencileri olan tâbiîn âlimlerince aktarılmıştır. "Tefsîrde İmam" diye anılan, aynı zamanda fakîh, muhaddis ve kıraat üstadı vasıflarıyla tavsif edilen Mesrûk b. el-Ecdaʻ, Abdullah İbn Mesʻûd'un seçkin öğrencilerinden ve tâbiînin büyüklerinden olup ilmî birikim açısından daha sonra Ebû Hanîfe meyvesini verecek kutlu şecerenin en önemli köklerinden biridir.
Elinizdeki kitapta, Kûfe tefsir ekolünün en parlak sîmalarından biri olan bu zâtın tefsir ilmindeki yeri incelenmektedir. Kadîm eserlerin satırları arasında fark edilmeyi bekleyen pek çok orijinal bilgiye dikkat çeken çalışma, Mesrûk'un şahsında tâbiîn dönemi tefsir faaliyetleri ile ilgili geniş sahaya mütevazı bir katkı sunmak niyetiyle kaleme alınmıştır. Mesrûk'tan aktarılarak bize ulaştığı tespit edilen bütün tefsir birikimini bir arada takdim etme özelliğini de hâiz olan kitap, aynı zamanda bu sahada yapılacak olan benzer çalışmalar için bir rehber niteliğindedir.