Adana hakkında tefrika edilen her türlü dergi, gazete, kitap ve benzeri yayınlar, çok uzun zamandan beri ilgimizi çekiyordu. Bunlardan birisi de "Tabsıra Yahut Adana Temaşası" adlı eserdi. Adana'da, 1898 yılında, hem de Vilayet Matbaası'nda basılmış olması alakamızı daha da artırdı. Sözlük'te, Tabsıra'nın karşılığı "Görüş ve anlayışı artıran kuvvet" olarak tanımlanıyordu. Temaşa ise "bakmak, seyretmek" anlamına geliyordu. Eserin telif yazarı Yusuf Ziya Bey'in, bir yargıç olması daha da ilginçti. Adana'da, Bidayet Mahkemesi'nde görev yapmış bir hakimin söyleyecekleri elbette göz ardı edilemezdi.
Yusuf Ziya Bey, Mukaddime adını taşıyan bir şiir ile başlıyor eserine. Daha sonra, Seyhan Nehri kenarında oturup, fantastik sayılabilecek ağdalı imgelerle Adana'yı tasvir ediyor. Coğrafi bilgilerin yanında tarihsel süreçlerini de dile getiriyor Adana'nın… Geçmişe ve içinde yaşanılan döneme dair kişisel düşüncelerini belirttikten sonra, salnamelerde yer alan bilgileri çağrıştıran, şehre dair ne varsa anlatıyor. Adana'daki görevlerini ve yaşadıklarının değerli bir hatıra olması dileğiyle yazdığını; bu önemli risalenin, şehrin sakinlerince güzel karşılanması ve hakkında olumlu düşüncelere neden olması umuduyla sona eriyor.