İnsanlar ve kentler gibi köylerin tarihleri ve hikâyeleri vardır. Büyük kentlerin tarihleri kalabalıksa ıssız köylerin tarihleri tenhadır. Ama ikisinin de bir tarihi vardır.
Türkiye'de yaklaşık 70.000 kırsal yerleşke var. Bunların yarısı köy statüsünde kalan yarısı bunun da altındadır.
Anadolu'daki sosyal kargaşalar yüzünden bunca yerleşmenin çoğu kuş uçmaz kervan geçmez ıssız dağ başlarında kurulmuştur. Sonuç olarak ortam Anadolu'daki toplumsal gelişmeyi olumsuz etkilemiştir. Cumhuriyetin ilanıyla nüfus hareketlenmeleri başlamış ve köyler iyiden iyiye oturmuştur.
Kaz Dağı geçit vermez sarp yamaçları ve doruklarıyla tarihin derinliklerinden beri kendine sığınanları bağrında saklamıştır. Köyümüz Tahtakuşlar da bu saklı bağırdan ürkekçe çıkan insanların kurduğu bir köydür. Yıllar geçtikçe yine Kaz Dağı'nın bağrından çıkan yeni insanlarla büyümüştür Tahtakuşlar. Cumhuriyetin ilanından sonra da çağdaş halini almıştır.
Köy incelemeleri bize yurdumuzdaki nüfus hareketlerini verir. Halkımızın acısını ve sevincini halkımıza tanıtır. Tarih sadece padişahların tarihi değildir. Halkın da bir tarihi vardır. Genel tarihi olayların halka yansımaları köy incelemeleriyle öğrenilir.
Köyümüz Tahtakuşlar, Kaz Dağı'yla özdeşlemiş bir köydür. Dağa sonsuz bir şekilde bağlıdır. Ruhunun derinliklerinde dağdaki sakin hayatını özlemektedir. Fakat o dönemlere dönmesi mümkün değildir. Zaman geçtikçe de dağdan kopmaktadır. Bu kitap bu kopuşu sorgulamayı getirir ve onun yarattığı olumsuzlukları bir nebze olsun durdurursa amacına ulaşmış sayılacaktır.