Geçmişin bana kazandırdıklarına bakıyorum, "Çok üzücü, acı, yorucu bir hayatmış" dediğim zamanlardan "Çok zengin bir hayat yaşamışım" dediğim zamanlara gelmişim…
Şükürler olsun…
Henüz üç yaşında babasıyla birlikte hayallerini de kaybeden küçük kız çocuğu, hep doğrudan yana olan bir genç kız oldu ve kendine bir söz verdi: Ayakları üstünde duracak, kimseye muhtaç olmayacaktı…
O genç kadın verdiği sözü tuttu. Gücünün farkına vardığında hayatını değiştirme, geçmişin yüklerinden kurtulma dirayetini ve cesaretini gösterdi.
En kötü zamanlarında, tanıyamadığı ama içinde yaşattığı sevgili babasına sarıldı. Hüzünlerden damıtılıp azimle yoğurulan ve nihayetinde menziline varan yolculuğunda onun rehberi de, pusulası da babası oldu.
Tanıyamadığım Babam, babasız bir kız çocuğunun zorlu ama öğretici yolculuğunun hikâyesi… Çocukluk travmalarına, yüzleşmeye, geçmişin yaralarını sarmaya dair örnek alınacak bir anlatı…