Her biri az veya çok, mükemmellik derecelerine göre insan kentleri, sakinlerinin yaşamlarını şiirler sarar. Onlar, bu dünya meskeninin görüntüleri ve yansımalarıdır. Üstelik millet biçimine sahip oldukça kendileri de vatanmış gibi görünürler; biçimsiz ve çirkin görünüşlere sahip olurlar.
Ancak gerek maddi ve gerek ahlaki olarak kentleri yok etmek yahut insanları toplumsal zaiyatın arasına sürükleyerek kentlerden dışlamak, insani ruhlar ve evrenle şiir ve sevginin bağlarını koparmak anlamına gelir. Dahası onları biçimsizliğin korkusuna dalmaya zorlamaktır. Bundan daha büyük suç yoktur. Hepimiz, neredeyse bu tür sayısız suçların bir miktar parçası olup suç ortaklığı yapıyoruz.
Keşke hepimiz anlayabilseydik ve kan ağlasaydık.