Tibet Budizmi, Mahāyāna Budizmi'nin bir kolu olan Vajrāyana mezhebine dayalı dinî bir öğretidir. MS 7. yüzyılda Tibet bölgesinde Klasik Budizm'e karşı bir tepki olarak Tibet'teki Bön dini ile Şamanist unsurların
sentezlenmesi ile ortaya çıkan Tibet Budizmi, kökeni Buddha'ya ait olduğu söylenen Tantralara dayalı popüler büyü ve meditasyon uygulamaları ile bilinmektedir. Batıda Tantrik Budizm, Ezoterik Budizm ya da Gizli Budizm olarak da adlandırılan Tibet Budizmi, Çin, Moğolistan ve Nepal gibi ülkelerde görülen dinî bir sistemdir. Tibet Budizmi, Budizm'e büyü formüllerine dayalı uygulamaları tanıtmasıyla dikkat çekmiştir. Budizm'i büyü yönünden zenginleştiren mantra ve dhāraṇī adlı büyü formülleri, Budist sūtralar içerisinde yer alarak inanırlarına uzun yaşam, yeniden iyi bir formda doğum, işinde terfi etme gibi vaatlerle seslenmektedir.
Budizm'in güncellenmiş ve yerel inançlarla sentezlenmiş bir akımı olarak bilinen Tibet Budizmi'nde
Gurular, Buddhalar, Tanrıçalar, Şeytanlar vb. olmak üzere çeşitli dinî şahsiyetlerin öğreti merkezine yerleştirildikleri ve zamanla bu şahsiyetlerin bir kült hâline gelerek popüler seviyeye ulaştıkları görülmektedir. İslam öncesi Türk dinî geleneğinin en önemli temsilcisi olarak Uygurlar, Orta Asya'da etkisini gösteren Tibet etkili Budizm'e yabancı kalmayıp bu inanç sistemine dayalı fikirleri hem dinî yaşamlarında hem de yazılı kaynaklarında icra etmişlerdir. Tantrik Türk Budizmi adını verdiğimiz bu dinî gelenek, Uygurların Moğol-Yuan Hanedanlığı döneminde Tibet Budizmi temelli ortaya koydukları Tantracı anlayışa karşılık gelmektedir.
Uygurlar, 13-14. yüzyıllarda bu sahaya ağırlıklı olarak Tibetçeden, Sanskritçeden ve Çinceden çevirdikleri dinî eserlerle katkıda bulunmuşlardır. Bu yönüyle eldeki çalışma, Tibet Budizmi içerisinde öneme sahip Buddhalar, Gurular,Tanrıçalar vb. olmak üzere çeşitli Budist Şahsiyetlerin Tantrizm akımı etkisindeki Uygur metinlerindeki görünümünü ele almaktadır. Eski Uygurca alanında derli toplu bir şekilde işlenmemiş, ağırlıklı olarak hakkında bilgilerin dağınık olarak sözlüklerde ve müstakil çalışmalarda yer aldıkları bu dinî şahsiyetler, eldeki çalışma ile hem kültürel hem de dil ilişkileri bağlamında incelenerek Tibet etkili dinî yaşamın Budist Uygurlardaki görünümü ortaya konmak istenmiştir.