İyilik ve kötülük, insanlığın ve genel anlamda varoluşun en temel gerçekliğidir. Ancak, insanlık; iyiden çok kişinin kötü karsısındaki duruşudur ve kötülük; özü, iyilikten daha çok baskılamaktadır. İnsani özü şekillendiren sadece iyilik değil, iyilikten daha çok kötülüktür ve iyilik ile kötülük de bu bağlamda karşıt değildir. İyilik daha uysal bir olgu iken kötülük çok daha baskın ve yağmacıdır. "Bu kavgacı kavram, soylu iyi kavramını olumsuzlayarak üretilmiş basit bir karşıt kavram değildir. Kötülük hayaleti, içi bos bir olumsuzlama değil, güçlü ve saplantısal bir imgedir; karşılaşmaktan kaçıp kinde biriken zayıflık güçlerinin yarattığı güçlü bir şeydir." İyilik ve kötülük, vardır ve her yerdedir. Onlar, madde/boşluk etkileşiminde olduğu gibi birbirlerinin etkin olan/olmayan karşıtlığında anlam kazanır. Madde ile boşluk arası etkileşimin hareketi oluşturması ile benzer şekilde iyilik ile kötülük de ancak diğeri ile çatışmasında enerji ve eyleme dönüşür. İyilik ve kötülüğün karşılıklı etkileşimi olmasaydı, yasam dondurulmuş ve tek bir ana hapsolmuş olurdu. Bu sebeple kötülük, önemsiz ve yadsınabilir bir gerçek değil varoluşun öteki yüzüdür.