Modernite deneyimi birbiriyle çatışan iki modern kimlik yaratmıştır: tüketimcilik ve vatandaşlık. Tüketimcilik metalara bağlanmayı ve bencil bireyselliği içerir. Vatandaşlık ise, kolektif olana bağlılığı ve kolektif olan için sorumluluk duymayı. Osmanlı modernleşmesi sürecinde de, Tanzimat'tan sonra, birbiriyle çatışan bu iki modern kimliğin ön eğilimleri görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle Yeni Osmanlılar ve onlara yakın yazarlar, Tanzimat bürokratlarının aşırı tüketimci ve topluma karşı sorumsuz davranışlarını eserlerinde eleştirmişlerdir. Yazarların bu eleştirileri, romanlarında unutulmaz karakterler yaratmalarına neden olmuştur.
Bu karakterlerden, belki de en önemlisi, Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası romanındaki, aşırı tüketimci birey Bihruz Bey'dir. Fakat ondan önce Ahmet Mithat'ın, Felâtun Bey ile Râkım Efendi romanında, tüketimci birey Felâtun Bey'in karşısına çıkarılan: etrafındakilere karşı sorumlu, çalışkan, üretken ve geleneklerine bağlı ve aynı zamanda Batılı değerlere de sahip olan Râkım Efendi, Yeni Osmanlılar'ın hayata geçirmek istedikleri 'vatandaş' tipini temsil etmektedir. Her iki yazarın düşüncelerinde Aydınlanma düşünürlerinin etkisi olmakla birlikte, Recaizade Mahmut Ekrem'in Rousseau'nun fikirlerine çok daha yakın olduğu saptanmıştır.