Tarihçi, kültürel mirasın fosil yakıtlar gibi, çok uzun zamanlar boyunca derlenen, damıtılan paha biçilmez bir bilgi biçimi olduğunu bilen, kültürel miras ve bilimsel bilgiyi bir arada kullanabilen bir çeşit 'Bilgi Arkeoloğu'dur.
Oscar Handlin'in "Principles of historical criticism, "The Harward Guide to American History içinde yer alan Tarihsel Eleştirinin İlkeleri isimli çalışmasında tarihle ilgili zarif bir benzetmesi vardır. "Bir yargıç ile jürinin bir dava üzerinde karara varırken son derece yetersiz bulacağı kanıtlar, bir tarihçi için gerekenden fazladır. Fakat bu kaçınılmazdır. Tarihçi herhangi bir yorumda bulunacaksa bir mahkemenin ikinci dereceden ya da söylenti olduğu gerekçesiyle dikkate almayacağı kanıtlara dayanarak yargılayacak ve hükme varacaktır. Tarih mahkemesinin kurbanları mağduriyetlerinin tazminini, tarihin onlara çok daha esnek bir temyiz fırsatı sunacağı gerçeğinde aramak zorundadırlar."
Tarihçinin hükümleri sürekli gözden geçirilir, kararlarının çok azı kesindir. Tıpkı bir kâhinin geleceğe yönelik kehanette bulunması gibi tarihçi ise geçmişe yönelik tahminlerde bulunur. Bu yüzden bütün tarihsel bilgiler içerisinde bir miktar şüphe taşır.
"Bilgi emekle katmerlenir ve liyakatle perçinlenirse her gaye hâsıl olur." düsturu ile çıktığımız bu mütevazı çalışmada; "Bütün okuyucuları nasıl memnun edebiliriz?" sorusunu çok düşündük. Bu aslında tam olarak cevabı olmayan bir soruydu. Tarih boyunca devam eden kültürel gelişimin sırrı da bu sorunun içerisinde gizliydi.