15. yüzyıl bilginlerinden Şeyh Bedreddin, Fetret Devri (1402-1413)'nin öne çıkan figürlerinden biridir. Müritlerinin mülkiyetsiz toplum düşüncesini yaydığı iddiası, tasavvufi görüşleri, fıkıh alanındaki çalışmaları, adının bir başkaldırıya karışması ve nihayet idamı, onu, döneminin tarih yazıcılarından başlayarak araştırmacıların ve sanat dünyasının ilgi duyduğu bir kişiye/kişiliğe dönüştürür.
Son yıllarda gittikçe dikkatleri üzerinde toplayan Şeyh Bedreddin, tarihten teolojiye, romandan şiire, tiyatrodan sinemaya kadar farklı bilim ve sanat dallarının konu aldığı bir kişilik olarak belirmektedir. İktidara başkaldırının sembollerinden biri olan Şeyh Bedreddin, bugün de daha çok iktidar karşıtı düşüncenin ideolojik kök arayışında sembol adlardan biri durumundadır. Onun yarı karanlıkta kalan düşünceleri ve eylemleri, sanatkâr muhayyilesinin üzerinde çalışabileceği zemini hazırladığı için çok sayıda sanat eserine konu olmaktadır.
Bu çalışma, önemli tarafıyla zamanın sisleri arkasında kalan Şeyh Bedreddin'in tarihî kişiliğinden ve başkaldırıdan hareketle, edebiyat dünyasındaki yansımalarına ve izdüşümlerine bir bakıştır.