Antik çağlardan günümüze tarih ve tarihçiler ile ilgili son derece bütünlüklü ve kayda değer bir resmi ortaya çıkarır kitabın yazarı Mark T. Gilderhus. Nereden başlamalıyız? Ne okumalı, nasıl bir yol takip etmeli ve kendimizi tarih mesleğinde ileriye götürebilecek hangi araçları kullanmalıyız? Kayıtlar, belgeler, arşivler, kişi ve kurumlar, olaylar, kronikler vb. tüm bunlar tarihin malzemeleri arasında sayılır evet ama genç bir tarihçiye çok daha fazlası gereklidir: Tüm bu zenginlikleri birleştirecek bir bakış açısına sahip midir? Tarihin sadece bir olaylar ve gelişmeler dizisi olmadığını, popüler anlatımların tuzağına düşülmemesi, bundan daha önemlisi belirli bir yöntem ve disipline sadık kalınması gerektiğini sıklıkla bize hatırlatır Gilderhus. "Tarihçi" kategorisinde ünlenen isimler, her şeyden önce metodolojik birikimlerini gelecek kuşaklara aktarmışlar, hemen her zaman kendilerinin sınanabileceği karşılaştırmaya dayalı nesnel bir yaklaşıma doğru yol almışladır. Bu sebeple Gilderhus Yunan, Roma ve Ortaçağ ve modern zamanlarda ortaya çıkan yaklaşımların her şeyden önce güçlü bir geleneğe yaslandığını söyler. Tarih kadar ekonomi, coğrafya, nüfus, iklim ve sosyal bilimlerin birçok alanı tarihçilik mesleğinin olmazsa olmaz ilgi alanları arasındadır. Herodotos, Thukydides, Tacitus, Titius Livius, Vico, Herder, Gibbon, Michelet, Ranke, Spengler, Toynbee, Bloch, Braudel vb. tarihçiler sözü edilen zenginliğin temsil edilmesinde, her biri ayrı bir perspektif ve yöntem sunmuşlardır.
Son olarak yazar, tüm bu yaklaşımları gösteren, hemen her dönemle ilgili gözden kaçırılmaması gereken bir okuma listesi de vermektedir.