Gemileri yaktırıp geri dönülmeyeceğinin sinyallerini veren Tarık Bin Ziyad, gözleri ve kalbi ile fethedeceği Endülüs'e kilitlendiğinde,
Fatih Sultan Mehmet, Topkapı surları önünde savaş pozisyonu almış olan askerlerine seslendiğinde,
Hitler, askerlerine Stalingrad'ı 'ne pahasına olursa olsun' almalarını emrettiğinde,
Hiroşima ve Nagazaki'yi haritadan silen atom bombasını atan uçağın komutanı Paul Warfield Tibbets 'bombayı bı8217; talimatını verdiğinde,
Amerikan Başkanı George Bush, 1991'de Amerika'yı, Ortadoğu'nun kalbine çıkmamak üzere yerleştirecek 'Çöl Fırtınası Operasyonu' için yeşil ışık yaktığında… akıllarında tek bir şey vardı; düşmanı mağlup edip, savaşı kazanmak…
Onlardan öncekiler de, artlarından gelenler de, benzer emirler verdi. Çok kan döküldü. Bombalar gökyüzünü yardı, kılıçlar bedenleri parçaladı. 'Kahramanlar' ve 'hainler', tarihteki yerlerini aldı. Zaferler kazanıldı, hezimetler yaşandı. Ama hepsinden öte, tarih yazıldı. Verilen her bir 'Hücum!' emri ile tarih değişti…