Senden daha güzelini görmedi hiçbir dîde
Doğurmadı hiçbir kadın senin gibi nadîde
Yaratıldın her türlü kusurdan âzâde olarak
Sanki sen nasıl istediysen öyle edildin halk
(Hassan b. Sabit)
Belâgata önem veren Hz. Peygamber'in (s.a.v) şâirlerinden olan Kaab b. Züheyr, Abdullah b. Revâha ve yukarıda örneğini verdiğimiz Hassan b. Sâbit'e ait Peygamber'in doğumu dâhil olmak üzere, sîreti, şemâili ve övgü içeren şiirler, sonraki şâirlere ilham kaynağı olmuş ve sonrasında mevlid de dâhil olmak üzere her konudan müstakil eserlerİn dayanağı olmuştur. Peygamber'in doğumundan hemen sonrasında oruçlar tutulmaya başlanması, fakirlere yemek dağıtılması, doğduğu evin ziyaret edilmesi ve doğum gününde kabe kapılarının açılması gibi olaylar mevlid kutlamalarının ilk örnekleridir. Sosyolojik ve kültürel farklılıklarla sonraki dönemlerde Fatımiler'deki mevlid kutlamalarına, Abbasiler döneminde dicle nehri üzerinde mumlarla donatılmış kayık donanmalarının geçişiyle şenliklerin düzenlenmesine ve Selçuklular döneminde Kökböri'nin şaşalı ve günlerce süren kutlamalarına kadar uzanmıştır.
14. ve 13. yy'da Moğolların istilası, Batıniler'in, Bizans ve İran kaynaklı heterodoks yapılarının ortaya çıkışı, Anadolu'yu ateş çemberine çevirmiştir. Böylesine eklektik ve karışık durumlar içinde Aşık Paşa'nın, Mustafa Darir'in ve Ahmedî'nin Tevhid ve Peygamber sevgisi odaklı eserleri kurtuluşun birer reçetesidir. Bunlar içinde hiç kuşkusuz o dönemi yaşayan ve kurtuluşun dinamiğini ateşleyen kişi Vesîletü'n-Necât'ın müellifi Süleyman Çelebi'dir.
Kendisinden sonra da eserine çok defa nazireler yapılmış mevlidler yazılsa da hiç biri onun şöhretine ulaşamamıştır. Eseri bestelendikten sonra mübarek gün ve gecelerde mevlidhanlar tarafından okunarak halkın büyük teveccühünü görmüş, Osmanlı Devleti'nin Tevhid ve Peygamber sevgisi odaklı din ve siyasi mottosu haline gelmiş ve devlet nezninde büyük kutlamalara vesile olmuştur. Mevlid vakıfları kurularak, kandiller haricinde doğumlarda, nikahlarda, ölümlerde, hac uğurlama ve karşılamarda vb. olaylarda okunmasına kadar süreç içerisinde bu toplumda büyük bir Mevlid kültürü oluşmasına sebep olmuştur.
Süleyman Çelebi Mevlidi'nin bu denli meşhur olmasında musikinin dahli yadsınamaz bir gerçektir. Gönüllere tesir veren okuyuşlar neticesinde mevlidhan'lık kültürü oluşmuş, pek çok mevlidhan ismini tarihe yazdırmıştır. Son dönem mevlidhanlar içinde yakın zamanda kaybettiğimiz ve nevadirden olan Kani Karaca'dır. Musikinin inceliklerini bilen, makamlarla adeta cambaz gibi oynayıp geçkiler yapan, dini bilgilere ve Kur'an kıraatindeki vukufiyetiyle Bir mevlid nasıl okunmalı sorusunun cevabı olan Karaca, müstesna bir mevlidhan olarak zihinlerde ve gönüllerde yer edinmiştir.
Bu kitapta tarihi seyir içinde mevlidin doğuşu, İslam ülkelerindeki kutlamaları, mevlid örnekleri ve Osmanlı döneminde yazılmış Süleyman Çelebi'nin Vesîletü'n-Necât'ı hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca Kani Karaca'nın mevlid icrasının musiki tahlili yapılarak gelenek nesillere aktarımı yapılmaya çalışılmıştır.