Toplu Eserlerin on dördüncüsü, İlhan Tekeli'nin değişik tarihlerde Türkiye'de yükseköğretimin tarihi konusunda yazdığı yazıları bir araya getiriyor. Bu yazılarla Osmanlı döneminde ilk yüksek okulların ortaya çıkışından günümüze kadar uzanan bir süreklilik büyük ölçüde kurulmuş oluyor. Bu bütünlüğün kurulmasında, ayrıntılı bir biçimde YÖK tarihinin yer almış olmasının payı yüksek. Türkiye'de YÖK üzerine çok konuşulmuş olmasına karşın, YÖK'ün tarihi yazılmamıştı. Tekeli'nin kitapta yer alan yazısı bu bakımdan bir ilk oluşturuyor.Bu kitabın sunuş yazısı diğer dizinin diğer kitaplarının sunuş yazılarından daha uzun. Bunun nedeni, ise kitaptaki diğer yazıların eksik bıraktığı, 1968-1981 yılları arasında Türkiye'deki üniversitelerde ortaya çıkan ve dönüşen öğrenci hareketlerini, İlhan Tekeli'nin bu dönemde, ODTÜ'deki öğretim üyeliği sırasında yaşadıklarını merkeze alan bir anlatıyla ortaya koymasıdır. Kendi öyküsünü merkeze almış olsa da kitabın diğer yazılarının eksik bıraktığı bir gerçeklik alanının değerlendirilmesini anlatısı içine almış oluyor.Kitabın kurduğu anlatı yaklaşık 250 yıllık bir süreyi kapsıyor. Bu uzun süre toptan bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda yükseköğretimin Osmanlı'dan Cumhuriyet'e modernleşme süreciyle ilişkisi açıkça ortaya çıkıyor. Bu sürecin hem bir sonucu hem de bir nedeni oluyor. Ama her dönemde iktidar sahipleri yükseköğretim kurumlarını denetim altında tutmak istiyorlar. Hem onun başarılı olmasını istiyorlar, hem de her an kendi denetimleri altında kalmayacağı korkusunu taşıyorlar. Bu bakımdan, dönemden döneme bir zihniyet değişikliği görülmüyor.