Avrupa'nın kendi geçmişiyle radikal bir şekilde bağının kopması, Sanayi ve Fransız Devrimi'nin etkisiyle meydana gelmiştir. Tarihsel deneyim kavramı, dildeki var olan konseptin, gerçeğin ve bilginin, nasıl karmakarışık hale geldiğini soruşturur. Kopmalar mantığa aykırıdır, geçmiş ve mevcut anın ayrımını içerdiği gibi bu ayrımı, tarihsel birikim açısından da alt etmeye çabalar. Deneyim, genellikle tarihsel deneyim ile uyum içerisinde olan yoksunluk, acı, aşk ve tatmin gibi duyguları bir araya getirir. Ayrıca, deneyim tarihsel birikimden önce geldiği için görülemeyecek şeyleri de görebilir. Bu sonuçta geleneksel konseptlerin, deneyim, gerçek ve dil ile olan ilişkisinin birbirleriyle olan mücadelesidir. Bu da bizi deneyim ve gerçek kavramlarından soyutlanmaya iter.