Kürtler arasında yazılı eğitim olgusu yaklaşık olarak 10. yüzyıla dayanmaktadır. Başta Anadolu'daki Kürtler olmak üzere diğer coğrafyada yaşayan Kürtler arasında eğitimin asıl unsurunu medrese kurumları yüklenmiştir. Bu medreselerde birçok değerli alim ve aydın insan yetişmiştir. Gözde olan bu eğitim kurumlarında sadece Kürtler değil, Türk, Azeri, Arap, Endenozyalı, Çerkez, Çeçen, Laz, Gürcü ve Fars toplumlarında birçok genç insan yetişmiştir. Buralarda eğitim alan insanlar, ilmî yönden tam olarak yetiştikten sonra, yaşadıkları toplumlara dönerek, ilim ve ahlakî yönden halkın eğitimini üstlendiler. Toplumu aydınlatma konusunda öncülük görevini yerine getirdiler. Bu medrese geleneği zamanla bütün Kürt coğrafyasına kök salarak yayılmıştır.
Yapılan araştırmalarda, dünyada medrese eğitim geleneğinin en yaygın olduğu bölgelerin başında Hindistan ondan sonra da Kürt nüfusun yaşadığı bölgeler gelmektedir. Kürt coğrafyasında bu eğitim, 15, 20 ve 25 yıllık eğitimlerden sonra 5 yıl verilen zorunlu tasavvuf ve tarîkat eğitimiyle tamamlanmaktadır. Bu da tasavvuf ve tarîkatların toplumun en önemli birleşeni olduğu gerçeğinin bir kanıtıdır. Fakat ne yazık ki, ilâhî terbiye ile insan yetiştiren, ilim yuvaları olan bu kurumların bugün izine rastlanmamaktadır.