Mancınıkla atış yapıldığını gördüm. Derken gök gürledi ve şimşek çaktı. Gök gürültüsü ve şimşek çakmasının sesi taşların sesini bastırdı. Şamlılar bunu manidar buldular ve mancınık atışlarını durdurdular. Bunun üzerine Haccâc Yemeni kumaştan olan abasını kaldırarak kemerine bağlayıp mancınığın taşını bizzat kaldırarak yerleştirdi ve atın, dedi ve onlarla birlikte attı. Ertesi gün sabah vakti peş peşe yıldırım düştü ve askerlerinden on ikisini çarparak öldürdü. Bunun üzerine Şamlıların morali bozuldu. Haccâc: "Ey Haccac: Şamlılar! Bunu garipsemeyin. Ben Tihâme'nin evladıyım. Bunlar Tihâme'nin yıldırımlarıdır. Bu zafer gerçekleşmek üzeredir. Müjdeler olsun. Sizin başınıza gelen onların da başına gelir," dedi. Ertesi gün yine yıldırım düştü ve İbnü'z-Zübeyr'in bazı adamlarına çarptı. Haccâc: "Görüyorsunuz onlar da çarpılıyor. Sizler doğru yoldasınız. Asıl onlar hak yolunda değiller," dedi. Savaş Haccâc ile İbnü'z-Zübeyr arasında devam etti. Ancak İbnü'z-Zübeyr'in adamları dağıldılar ve Mekkeliler Haccâc'dan aman dilemek için çıktılar.