Şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. Onun bütün emeli, imanı yok etmek, ateşte ebedi kalmaya yol açmaktır. Kulu taatten dışarı çıkarmak, kahredici bir zulme saptırmak ister. İnsanı oyalayıp hayırlı işlerden geri bırakmaya, derece ve mertebelerden aşağı düşürmeye çalışır.
Sarsılmaz bir gayretle, insanı manevi zaferden alıkoymaya çabalar. O ancak kendi hempaları cehennem yaranından olsun diye onları davet eder. O halde, korunma sebeblerini al ve şeytanı düşman edin! Dünya fanidir, çabucak zeval bulup harap olacaktır. Dünyanın izzeti zillet, ni'metleri nikbet, şerabı serabdır. Ahiret evi ise sermedi hayatın ta kendisidir. O, iman ehlinden olup da sakınanlar için hazırlanmıştır. İzzeti baki ve sonsuzdur. Ni'metleri sade ve devamlıdır. O gün için çehreler vardır ki Rablerine bakarlar; parlar ve aydındırlar.
Rableri katında hoşnutluğa ermiş, gönülleri yatışmıştır. O'ndan razı ve O'na şükredicidirler. İşte bu nimetin ve en üstün lezzetin, fevz ü felahın, en büyük saadetin kendisidir. Bunlara erişmek ancak itikadlarda, sözlerde huylarda ve işlerde evvelkilerin ve sonrakilerin efendisi, peygamberlerin sonuncusu olan Efendimiz'e uymakla elde edilebilir. Tarikat-i Muhammediye adlı bu seçkin eser, Resulüllah (S.A.V.) Efendimiz'in açtığı bu nurlu ve mübarek yoldan nasıl yürüneceğini delilleriyle ortaya koymaktadır...