Fosil yakıtların çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar her geçen gün hızla artmaktadır. Fosil yakıt tüketimiyle açığa çıkan sera gazlarının olumsuz etkileri artık herkes tarafından bilinmektedir. Çevreye verdikleri emisyonların net değeri sıfır olan yenilenebilir enerji kaynakları yalnız çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda hızla azalan fosil kaynaklarının yerine sürdürülebilir enerji kaynakları aranması sebebiyle de önem kazanmıştır.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan biyokütlenin dünya ve Türkiye'deki potansiyelinin yüksek olması, her yerde yetiştirilebilmesi, kolayca depolanması, sosyo-ekonomik gelişmelere yardımcı olması ve çevresel etkilerinin daha olumlu olması nedeniyle, günümüzde farklı endüstrilerde elektrik, kimyasal hammadde ve sıvı yakıt eldesinde yararlanılmaktadır. Ayrıca, atık biyokütleden enerji de elde edilmektedir. Biyokütle enerjiler içerisinde önemli bir yer oluşturan biyoyakıtlar en yeni ve hızla yaygınlaşan alternatif kaynakların başında gelen tarımsal kökenli enerjilerdir. Biyoyakıtlar ve biyoyakıtlara dayalı enerji sistemleri gerek günümüzde, gerekse gelecekteki teknolojik gelişmeler açısından önemli bir potansiyel vaat etmektedir.