Bu kitabın temel amacı, duygu ve tasarım arasındaki karmaşık bağlantıyı 'duygulanım' kavramı etrafında şekillenen kavramsal bir çerçeve içerisinde eleştirel biçimde incelemektir. Günümüzün söylemlerinde, geç kapitalizmin tasarım üzerindeki etkisine ilişkin konulara öncelik vermek, özellikle de onun kontrol mekanizmalarına ve duygusal alandaki ara bağlantılarına odaklanmak zorunludur. Bunun anlamı, değer üretiminin de yaşamın içsel bir yönünün olması gerektiği ve bu yönün deneyim, eğlence, duygu ve zevk ile olan ilişkisinin yeniden değerlendirilmesi demektir. Bu kitabın temel argümanı, çağdaş değer oluşumunu birey öncesi duygusal kapasitenin ışığında izlemenin ve incelemenin zorunlu olduğudur.