Halk hikâyeleri, kaynak olarak halkın ortak hafızasından doğarlar. Halkın yaşamından beslenir ve onunumutlarıyla gelişerek geleceğe doğru bir nehir misali akar giderler. Halkın gelenekleri, alışkanlıkları, dünyagörüşü ve yaşam felsefesi bu nehrin içerisinde kendine yer bularak kendini yarınlara aktarma şansı bulur. Buhikâyeler tamamıyla yerli ve özgündür. Yaşlısından gencine Türk insanını anlatır. Bu yüzden bazen toprak kokarbazen de yağmur. Bazen su gibi aziz bazen de ekmek kadar mübarektir. Bu hikâyelerde Tor dağlarındaotlayan keçi ve tekelerin nağmeli meleme sesleri duyulur. Göç yollarına düşen insanların neşesi ya da cenazetörenlerinde yakılan ağıtlar kulağa gelir. Bu hikâyeler toprak, kekik ya da adaçayı kokar. Ormanların uğultusu veyüksek dağların heybeti bu hikâyelerin içine gizlenmiştir. Halk hikâyeleri her şeyiyle halkın kendisidir ve halkruhunu yansıtan bir ayna işlevi görürler.Taşeli Platosu'nda Yaşayan Tekeli Aşireti Halk Hikâyelerinden Derlemeler kitabı yüzyıllar boyunca Torosdağlarını kendine yurt tutmuş Tekeli Aşireti'nin ortak hafızasından günümüze kadar gelmiş bazı hikâyelere ışıktutmaktadır.
20. yüzyıla odaklanan bu hikâyeler farklı kişilerden derlenmiştir. Bahse konu bu hikâyelerin
kahramanları mütevazı görünüşleriyle sıradan insanlardır. Bu insanlar yokluğu görmüş, nice ölümlere tanıkolmuş, yaşam kavgası içinde savaş veren ama yerli ve milli değerlere son derece bağlı muhafazakâr insanlardır.İşte bu eser Tekeli kökenli olan sıradan insanların dünyasına bir mercek tutmayı ve onlarla okuru buluşturmayıamaçlıyor.