Taşra Epiği, Türkiye'deki düşünce hayatının temel problemlerini ortaya koyma ve bunları kavramsallaştırma bakımından önemli bir girişimi temsil eder. Bu girişim, düşünce tarihiyle, toplumsal özgüllük iddialarının arasındaki ilişkinin politik sonuçlarının altını çizer; "yerlilik" ve "millîlik" iddialarının paylaştığı "ethos"u eleştirerek vurgular. Bir türkifikasyon önelemesine tâbi tutulan "Türk İdeolojileri"nin sonuçta Türkiye'deki düşünsel sefâletin görünürlüğü esasındaki sınırlılıklarını belirler.