Necip Cengil' in bu romanından aşağıya aldığımız kesit, bir dönemin güncesi olarak, o günlerin fotoğrafını gözler önüne seriyor:
"-Mehmet Ali ilk hedefimiz. Mehmet Ali'nin intikamı için Ahmet hocaya gideriz, mahallenin sağ cenahında sözü söz olan biri… Onu razı edemezsek kendi usullerimizle devam ederiz…
Bir sessizlik olmuş. Suskunluk fazla sürmemiş.
-Arif öğretmen var. Bir de mezhep kışkırtıcılığı için Hasancan'ı halettik mi tamamdır.
Hasancan'ın intikamı için bakkal Osman… Ha bir de Oktay öğretmen var, o da Hasancan gibi, mahalle diyor, şehir diyor, memleket karışmasın diyor. Onları hayattan çalıp, mahalleyi, o mahalleyi karıştırıp şehri, şehri karıştırıp başka şehirleri ateşe sokacağız.
-İyi de Mehmet Ali'ye karşılık, bizden diyeceğimiz üç kişi…
-Bizdenmiş… Memlekette "bir olalım, iri olalım, diri olalım" diyen bizden olmaz.
Fiziksel olarak bizim cenah gibi ama onların içi farklı… Bunlar bir arada yaşaya yaşaya birbirine benzemiş. Bizdenmiş?
-Hadi yapalım dedik, kime yaptıracağız? O bölgeden bize takılan gençler saydığın isimlerin hiçbirine zarar gelsin istemez. Karşı çıkarlar.
-Sen orasına karışma, sadece sonrası için hazırlık yap. Mesela Hasancan'ın çocuklarını çağırıp "faşistler babanızı katletti, biz de intikam almalıyız" dersin. Arif'in babası dindar, akrabası olan Ömer Osman hoca tam bir gerici ve onlarda da akrabalık bağından dolayı "faşistlere" bir kin oluşursa, bakarsın camiden bile silah sesleri gelir, neden olmasın!
-Bu mahallede dediklerinizin olması zor ama emir büyük yerden, ne yapalım plana uyacağız!"
O günlerde çok kan aktı.
Bir daha aynı oyunların figüranı olmayacak bir nesil için, o günlerde yaşananlar, kurgulanarak bu romanda anlatıldı.