Gri, benekli tavşan en sevdiği eşyalarını, çiçeklerini, havuçlarını, hatta odasını kimseyle paylaşmak zorunda değildir. Kendi dünyasında, kendi halinde keyfi öyle yerindedir ki. Derken ebeveynleri talihsiz haberi verir: Aileye yeni bir tavşan geliyordur.
Tavşan her şeyin yalnızca kendisine ait olmasını severken, şimdi yediği havuçları da uyuduğu yeri de kuyruğundan hiç ayrılmayan kardeşiyle paylaşmak zorundadır. Ama bir yere kadar… O da çareyi bazı kurallar koymakta bulur. Ta ki… Annesiyle babası bir kardeşi, bir kardeşi ve hatta daha bir sürü kardeşi olacağını müjdeleyene kadar. Belki de kalabalık bir aile olmak hiç de fena değildir.
Bir zamanlar tek çocuk olan bir tavşanın, kardeşlerinin sayısı katlanarak arttığında bununla baş etmeyi ve paylaşmayı öğrenebilir mi?