Sevgi bilginin devamıdır. Bilgi kapasitesinden yukarı değildir. Özellikle bu kemale dayanan bir sevgi ise muhakkak bilgi ve eğitime dayalıdır. Hatta maddi ilimler, şeriatı kevniye dediklerimiz, sünnetullah, adetullah ilimleri, fen, sosyoloji, astronomi, biyoloji dahi gerekli ilimlerdir. Çünkü esmai-hüsna kemalatı böyle bilinir. Tabii ki ilim yetmeyebilir. Ancak imanla endeksli ilim kemale erdirir. Sadece pozitif ilimlerden felsefe çıkar. İlim, ilim bilmek; ilim kendini bilmektir. İlim kafada kaldıkça o insanı sadece aydın yapar. Ama ilim tefekkürle kalbe petekler hâlinde iner ve bal yaparsa bu sahibini münevver eder. Arif eyler, insanda marifetler tecelli eder, marifet muhabbetin ilk rampasıdır. Gezegenlerde celal ve cemali isimleri, kudreti, hikmeti bu ilimlerle bulunur. İnsanda Allah'a karşı saygı ancak ilimledir. "Allah'tan ancak bilen kulları korkar." ayeti bu hakikati bildirir. Bilmediği hâlde sevdiğini iddia ve zannetmek sadece bir hayaldir. Ufacık muhabbet zevkini abartıp şatahat ve keramet taslamaktadır.