Osmanlı İmparatorluğu döneminde sıkı bir İttihatçı olan Tekinalp (Moiz Kohen) Osmanlıcı siyasete bağlı olarak Yahudilerin Osmanlılaştırılmasını savundu. Aynı dönemde SelânikYahudilerinin sosyalizme verdiği güçlü desteğe, Yahudiliğin ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle karşı çıktı. Delege olarak katıldığı Dokuzuncu Siyonist Kongresi'nde Yahudilerin Osmanlı topraklarına göçünü savundu. Adem-i merkeziyet tartışmalarına katılarak Sabahaddin Bey'i sert bir dille eleştirdi. 1912'de Türkçü siyasetin saflarına katıldı. Mütâreke Dönemi'nde "Yeni Osmanlılık" siperine sığındı. Savaş yıllarında ise Ziya Gökalp'le birlikte milli iktisat ve solidarizmin teorisyenliğini üstlendi. Cumhuriyet döneminde yazdığı Türkleştirme (1928) ile Yahudilerin uyum ve güvenliği için benimsemesi gereken ilkeleri ortaya koydu. Kemalizm'de (1936) Yahudilerin yeni rejim sayesinde ve onun akidelerini benimseyerek toplumla bütünleşeceğini savundu. Yahudiler Türkleşmeli, sekülerleşmeli ve böylece yüzünü Batı medeniyetine dönen modern Türk toplumunun organik bir parçası olabilmeliydi.
Rıdvan Turhan, Tekinalp'in Osmanlıcılıkla başlayıp Türkçülüğe evrilen, nihayetinde Kemalist Türkçü bir aydın olarak noktalanan siyasi ve entelektüel serüvenini ayrıntılı ve kapsamlı bir analizle ortaya koyuyor.