Servet vergileri içinde tasniflenen ve kamu idareleri için önemli bir gelir aracı olarak görülen emlak vergisi, köklü geçmişine ve tüm dünyada pratik olarak uygulanmasına rağmen; hem vergi miktarı, hem de değerleme yöntemi bakımından ülkeler arasında görece farklılıklar içermektedir. Bu konuda genel kabul görmüş bir norm veya standart olmadığı gibi, diğer vergilerden farklı olarak emlak vergisi, Avrupa Birliği'nin uyumlaştırma direktifleri kapsamında da değildir. O nedenle mülkiyet hakkının hem nesnesine hem de öznesine yönelik müdahalenin meşru temellerine dair arayışlarda, emlak vergisi dinamik bir tartışma potansiyeli taşımaktadır.
Bu çalışmada emlak vergisi, teori ve uygulama boyutuyla ele alınarak yapısal ve hukuksal nitelikleriyle, karşılaştırmalı hukuk verileri ışığında, bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmektedir. Çalışmanın amacı, emlak ve değerli konut vergisinin mevcut hukuksal sorunlarını saptayarak ve bu alanda reform yapmış bazı ülke deneyimlerinden yararlanarak, yeni bir vergi tasarımı için kavramsal çerçeve oluşturmaktır.