Türkiye, önemli bir jeotermal kuşak üzerinde bulunmakta olup zengin doğal kaynaklara ve kaplıcalara sahiptir. Ülkemizde 300'e yakın jeotermal saha ve 1000'in üzerinde doğal çıkışlı değişik sıcaklık ve debide kaynak bulunmaktadır. Bu anlamda ülkemiz dünyada dördüncüdür ve değişik şifalı jeotermal sular ve kaplıcalar bakımından da Avrupa'nın önde gelen ülkesidir. Bu zenginlik, bilinçli ellerde insanlığa sağlık ve zindelik dağıtmakla kalmayıp ülke ekonomisine de çok ciddi katkılar sağlayan bacasız fabrikalar olacaktır.
Nitekim, sağlık turizmi kapsamında termal turizmin ülkemizde tedavi ve rehabilitasyon amacıyla kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır. Ayrıca termal turizm, alternatif turizm çeşitliliğinin de en önemli temsilcisidir. Yakın gelecek için termal turizmde 100 bin yatak hedeflenmekte ve 600 bini tedavi amaçlı olmak üzere toplam 1,5 milyon yurt dışından turist gelmesi öngörülmektedir. Termal turizm sayesinde; bölgeler arası gelişime, istihdama, 12 ay süren turizm katma değeri ve karlılığı ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlanabilecektir.
Termal kompleksler ve kaplıca ortamı, alt-üst yapı, çevre uygunluğu ve düzeni, tedavi yöntemleri, personel, ekipman, teknoloji, işletme, tanıtım, pazarlama ve diğer turizm aktivite formları ile istihdam açısından büyük olanaklar sunmaktadır. Elinizdeki bu kitap süreci gören ve termal turizm içinde kalite, bilinçli kullanım ve hijyenin de artırılmasını amaçlayan, konuya ömrünü adamış, alanında uzman bir grup öğretim üyesi tarafından okuyucusuna en güncel bilgileri sunma hedefi ile kaleme alınmıştır. Kitabın sağlık açısından insanlığa, ekonomi açısından ülkemize katkı sağlaması yazarlarının tek beklentisidir.