Paul de Kock'un "Çiçekçi Kız", 19. yüzyıl Paris'inin renkli ve canlı sokaklarında geçen, aşkın ve umudun çiçekler aracılığıyla nasıl filizlendiğini anlatan büyüleyici bir romandır. Kurulan çiçek pazarının büyüsü, okuyucuyu zamanın ötesine taşıyarak, çiçeklerin dilinden konuşan insanların hikâyelerine davet eder. Güneşin nadiren yüz gösterdiği, ama yine de her köşesinde umudun yeşerdiği bir Paris... Bu hikâye, çiçekler kadar renkli karakterlerin hayatlarını iç içe geçirir. Çiçeklerin, insan ruhuna dokunan eşsiz güzellikleri ve hikayeleri aracılığıyla, aşkın, neşenin ve hayatın kendisinin kutlamasını yapar. Paul de Kock, çiçekleri sadece doğanın bir parçası olarak değil, aynı zamanda insanların duygularını, hayallerini ve arzularını ifade etme biçimi olarak ele alır.
"Çiçekçi Kız", sıradan bir günde başlayıp, sıradan olmayan hikâyeleri barındıran bir roman. Güneşi özleyen insanlar, güzel bir günü kaçırmamak için çabalayanlar, çiçekleriyle konuşanlar ve hayatın küçük mutluluklarına değer verenler... Bu eser, hayatın karmaşıklığını, aşkın ve umudun gücünü ve en önemlisi, her birimizin içinde bir yerde saklı olan çiçekçi kızı keşfetme davetidir. Paul de Kock'un kaleminden çıkan "Çiçekçi Kız", Paris'in tarihî sokaklarında geçen zamansız bir aşk hikayesidir. Bu roman, hayatın zorluklarına karşın kalplerimizdeki umudu ve güzelliği bulma kapasitemizi kutlar. Her bir çiçek gibi, her birimizin de hikayesi, aşkı ve hayatın sunduğu sıradan mucizeleri keşfetmek için bir fırsattır.