Bu bir otobiyografi değil. Tanrı korusun!
Otobiyografi gıdasını egodan alır ve ben, kendiminkinden önce göbek deliklerini anlatmak isteyeceğim insanların uzun bir listesini yapabilirim. Her neyse, (bence) yalnızca ünlü yazarlar otobiyografi yazmalılar... Romanlarımda bile otobiyografik izler bırakmaktan kaçınmak için çaba sarf ettim. Bundan sonra da hayal gücümü aldatmak veya edebiyatta kendi hayatımı kullanmak niyetinde değilim.
Tibet Şeftali Turtası, her ne kadar duruşu ve sesiyle epeyce andırıyor olsa ve zayıf ışıkta öyle gibi görünse de bir anı kitabı da değil. Daha kesin bir tanım yapacak olursak bu kitap, yıllardır hayatımdaki kadınlara –karım, asistanım, spor hocam, yoga öğretmenim, kız kardeşlerim, temsilcim ve diğerleri– anlatmakta olduğum doğruluğundan kuşku duyulmayacak gerçek hikâyelerin, yine onların ısrarları üzerine nihayet kaleme aldığım uzatmalı öyküsüdür.
Edebiyatın formül bozan, tüm dünyada çok satanlar listelerine giren, romanlarıyla gerçeklik ve hayali bir kılan, hikâye çılgınlığıyla meşhur yazarı Tom Robbins Tibet Şeftali Turtası'nda kendi hayatının dalgalı ve durgun zamanlarını, çalkantılı ve muzip anlarını; çocukluğundan, gazetecilik yıllarından, dünya gezilerinden, yazarlığa başlayışından, askerlik anılarından, evliliklerinden, ilişkilerinden seçtiği eğlenceli hikayeleri anlatıyor.