Cengiz Han'ın varisleri arasındaki en ciddi rakip Timur olsa gerek. Türkleşmiş Moğol ve Müslüman bir aileden gelen Maveraünnehir'in otuz beş yıllık bu efendisi, Hindistan'dan Anadolu'ya, Suriye'den Türkistan'a sayısız askeri seferler düzenledi. Tüm bu başarılarına rağmen Timurlenk (Aksak Timur, Temür, Timur), "bağlı bir beydir" ve bu bağlılığa son vermek için hazırlandığı sefer sırasında ölür.
Jean-Paul Roux için bu ölüm bir başlangıçtır. Timur'un haleflerinin bıraktığı eserler, Roux'yu Timur imgesi üzerine tekrar düşünmeye iter. Kafataslarından kuleler yapan bir cani imgesi, Timur Rönesansı'nı açıklamak için nasıl yeterli olabilir? Timur'un kendi dönemini fersah fersah aşan tesiri, askeri başarılarının ardında farklı bir kişiliğin de mevcut olduğunun ipuçlarını verir. Roux, bu ipuçlarının peşine takılarak Uluğ Bey, Hüseyin Baykara gibi bilgin ve sanatkar hükümdarların atasına ait kapsamlı bir portre çizer:İbn Haldun'a, Abdülhay Hace'ye, Hafız-ı Ebru'ya sarayının kapılarını açan bir "Ulu Emir" portresi.