Bu kitap insana, topluma, kültüre ve kültür ürünlerine salt akılcı, sosyolojik ve normatif bir yaklaşımla, aynı konulara; antropolojinin verileriyle zenginleştirilmiş bir bakış arasında ortaya çıkmış olan hesaplaşmanın ürünüdür. Öte yandan bu kitap, yazarının otuz beş yıllık akademik yaşamının ilk yirmi beş yılında öğrenmiş ve öğretmiş olduklarıyla, son on yılına sığdırmaya çalıştığı birikim arasındaki uzlaşmazlıktan kaynaklanmış olduğu için, bir "reddi miras" olarak da algılanabilir.