Toplumsallaşma, her insanın yaşamak zorunda olduğu bir süreç. İnsanın ve toplumun olduğu her yerde yaşanan, insanlığın evrensel tecrübelerinden birisi. İnsanların cinsiyetleri, dinleri, fikirleri, karakterleri, hayatı algılamaları ve yalamaları ayrı ayrı olsa da herkes toplumsallaşmanın eleğinden geçerek toplumsallığını kazanmakta ve diğerleriyle bir hayatı paylaşmakta. Kaçışı, çıkışı olmayan bir tecrübe. Kendisine rağmen kendisi olmaya doğru bir süreç. Başka da bir yolu yok bu işin. Kimse annesinden yetişkin olarak doğamaz; yetiştirilirken yetişir. Toplumsallaşma paradoksların, tezatların armonisidir. Uyumun ve başkaldırının, bir yere ait olmanın ve yalnızlığın bir arada karmaşasıdır.