Erkek egemen dünyada törelerin, töreye sığınmış erkek egosunun, acımasızlığını yıkıp yok edişine şahit oluyoruz. Bu dünyada kadınlar var oluşlannı ve karşı duruşlarını sabır ve sevgiyle yaşıyor.
Ama dur demek gerek, irkilten bir tokat gerek inadından dönmeyen, dönemeyen erkeğe. İşte o tokat hayatlarından yaz geçmek oluyor.
Kadının incecik kırılgan bedenine ve ruhuna düşüyor fedakarlık.
Ana olmaktan bile yaz geçiyor.....
Keldani aşiretinin kadınlan bizimle ve bizde yaşıyor çağa ayak uydurmuş biraz modernleşmiş olarak.
Usta kalem oyunun katmanlan arasında dolaştınrken bizi roman tadıyla da buluşturuyor ve soruyor:
Kaç ana,kaç eş, kaç yavru ister inadınız?
Asuman BORA
Kemal Şerif Öztürk, kendine özgü biçemi ve diliyle daha önce yazdığı "Ana" ve "Tavananna" oyunlarında gösterdiği başarıyı "Toprak" oyununda da sürdürüyor. Mezopotamya'nın geçmişten gelen insani dertlerini, Anadolu'nun söz zenginliğiyle, şiirsel bir doygunlukla anlatan bir oyun "Toprak". Toprağın ve suyun vazgeçilmezliğiyle insanın yaşamı arasında Anadolu kilimi gibi canlı bağlar kuran bu oyun eminim okurken verdiği doygunluğu izlerken de verecektir. Dilinin şiirselliği bu oyuna masalsı bir derinlik veriyor. Ama bu masalsılık asla yaşam gerçeğinin kuraklık, geçim derdi, toprak kavgası, gibi insani sorunsallannı göz ardı etmiyor. İnsanın doğa ile ve başka insanlarla çatışmaları en etkili biçimde yansıtılıyor. Toprağın ve insanın doğurganlığı iç içe bir harmanlamayla aktarılırken, benzer dertler bir türkü tadında akıtılıyor yüreklerimize. Paylaşılamayan su ve toprak uğruna, intikam hırsıyla süregelen kan davaları daha ne kadar can alacaktır? Heja Ana'nın evladının ölümü karşısındaki suskunluğu, kadınların sessiz isyanının çığlığını hissediyoruz "Toprak" oyununda. Erdinç DOĞAN