Doğu Akdeniz'de bulunan Trablusşam konumu ile hem günümüzde hem de geçmişte önemli bir liman ve ticaret şehridir. Şehir bu özelliği nedeniyle derin ve köklü bir geçmişe sahip olup geçmişte pek çok devletin ele geçirmek için mücadele verdiği bir yerdi. Günümüz Trablus'u 1248'de Haçlıları mağlup eden Memlük Sultanı Kalavun tarafından sahilden biraz içeride kısmen bir dağın eteğinde yeniden inşa edilmiştir. Şehir yeniden inşa sürecinde Memlüklar vakıf müessesinden yararlanmışlardı. Vakıf sistemi en kısa tanımıyla, kişinin Allah'ın rızasını kazanmak için menkul veya gayr-i menkulünü müebbeden tahsis etmesidir. Memlüklar, Trablus şehrinde ilk olarak dini mekanları bu yöntemle inşa etmiş, daha sonra halkın ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal mekanlarla bu sistemi şehirde yaygınlaştırmışlardı. Vakıf sistemi ile inşa edilen en büyük Memlük eseri Camii Kebir-i Mansuri olarak bilinen Ulu Camii idi. (Önsöz)