Eskiden makineler, sadece bazı üretim görevlerini yerine getirmek üzere insanlar tarafından yapılan suni aletler olarak bilinirken, bunlar artık sadece üretim görevlerini yerine getirmekle kalmayıp, bellek ve bazen de psikoloji görevlerini bile yerine getirmektedirler. Teknolojik gelişimin bugünkü evresinde daha önceki makine gruplarına (enerji üretiminde, ulaştırmada ve teknolojide) yeni makine tipleri (kontrol düzenleme, hafıza ve sibernetik alanlarında) eklendi. Bilimsel ve Teknolojik Devrimin karakteristik çizgilerinden biri de yönetici makinelerin icat edilişi, geniş ölçüde kullanılışı ve kontrol teorisinin pratikte uygulanışıdır. Artık makinenin domine ettiği bir dünyada sadece formasyonel (biçimsel) bir değişim- dönüşüm (transformasyon) değil etik, estetik, fikri, ahlaki karakter bazlı bir transformasyonun yaşandığı da görülür. Heidegger'e göre:
"İnsan teknik çağın sürecini kendi ihtiyaçları ve amaçları doğrultusunda sadece araç-gereç üreten bir fabrika gibi tasarlamakta, onun durmak bilmeyen mükemmelleştirme çarkına kapılmakta ve başarıları karşısında büyülenip kalmakta ve asıl görmesi ve kavranması gereken şeyden, varlığın çağrısından ve kendi hakikatinden uzaklaşmaktadır. Bu nedenle, Heidegger, bütün moderniteye düşmandır; o şimdiki zamanı, 'karanlık dünyanın kıyısı olarak ve yaratıcı olarak düşünmeyi öğrenemezsek teknolojinin gezegendeki egemenliğinin yeryüzünü çöle dönüştürmeye kaynaklık etmeye başlayacağını göz önüne alır. Bundan dolayı, yeni düşünce 'gelecek dünya (world-era) zamanına kaçınılmaz olarak giden patikada' durmaktadır."