"Ben de bir işçiyim, tünel adamları!" diye bağırdı Allan. "Sizin gibi bir işçi. Korkaklardan nefret ederim! Defolun, korkaklar! Ama cesurlar kalsın! İş, sadece karnını doyurma aracı değildir! İş bir idealdir. İş, çağımızın dinidir!
Bernhard Kellermann, yirminci yüzyıl başında büyük yankı uyandıran bu romanında, "çağımızın dini"nin peşinden gidenleri, Kıta Avrupa'sı ile Kuzey Amerika arasında bir tünel inşa etme hayali çerçevesinde anlatırken, kapitalizmin yapma ve yıkma potansiyellerini de derinden sorguluyor.
Devasa bir tünel inşaatının okyanusu aşmaya çalışan dehlizleri arasından, dönemin acımasız toplumsal gerçekliği, işçilerin ölümcül çalışma koşulları ve halkın üç kuruşuna göz diken sermayenin durdurulamaz kâr güdüsü de bütün çıplaklığıyla resmediliyor.
Alman yazar Kellermann'ın 1913'te kaleme aldığı Tünel, kısa sürede 25 dile çevrilmiş, milyonlarca okura ulaşmıştır. Kimi eleştirmenlerin bilim kurgu ve fantastik edebiyata dâhil ettiği, kimilerinin zorlu çalışma koşullarını ve kapitalizm eleştirisini öne çıkardığı için toplumcu gerçekçi boyutuyla değerlendirdiğiTünel'e, "teknik-ütopyacı roman" diyenler de olmuştur. Tam dört kez sinemaya uyarlanan roman, yirminci yüzyılın ilk yarısının en başarılı kitaplarından biri olarak kabul edilmiştir.
Tünel… "Ter ve kandan inşa edilmiş, yaklaşık dokuz bin insanı yutmuş, dünyaya tarif edilemez bir felaket getirmiş olsa da şimdi oradaydı işte!"