Sıradışı İngiliz yazar G. K. Chesterton, ilk kez 1911 yılında yayımlanan Peder Brown öyküleriyle edebiyatta çığır açmış, en sevilen dedektif karakterlerinden birini yaratmıştır. Chesterton, çözülmek üzere tuhaf suçlar ve karmaşık bulmacalar uyduran dönemin diğer yazarlarının aksine, soruşturmanın kapsamını sınırlı zaman, sınırlı alan ve sınırlı sayıda şüpheliyle daraltarak, tüm ipuçlarının dedektifin yanı sıra okuyucuya da açıklandığı gizemin öncüsü olmuştur.
Dedektif Peder Brown'ın dünyası tam anlamıyla İngiliz'dir; suç mahalli kır evleri, kırsal bölge kiliseleri ve şirin bahçelerin yanı sıra sisli Londra sokakları ve gölgeli tren istasyonlarıdır. Peder Brown karakteri, gerçek bir kilise rahibine ve rahiplerin, günah çıkaranları dinleyerek insan doğasının en kötü yanlarını polis dâhil herkesten daha iyi bildikleri fikrine dayanır. Peder, türlü dedektiflik yöntemlerini reddederek bunun yerine basit bir yaklaşımı benimser; her suçu bir sanat eseri ve her suçluyu kendisinden daha kötü olmayan bir adam olarak niteler.
Peder Brown'ın Masumiyeti ve Peder Brown'ın Bilgeliği isimli iki kitabı bir araya getiren Tüneldeki Adam, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen polisiye hayranlarının tekrar tekrar dönecekleri, iyi düşünülmüş, zekâ ve mizah dolu bir klasik.