Türklerin bilime yaptığı katkıların başlangıcı, Asya'da tarih sahnesinde ilk görüldüğü dönemlere kadar gidebilir. Bunlara bir örnek olarak On İki Hayvanlı Türk Takvimi verilebilir. Daha sonraki tarihlerde, İslam Dünyası'ndaki bilimsel faaliyetler içinde de Türklerin önemli katkılarına rastlamaktayız. Bunlara örnek olarak Harezmi, Farabi, Biruni ve İbn Sina'nın çalışmalarını verebiliriz. Osmanlılar döneminde bilimsel çalışmalar önemini korumuştur. Bilimsel faaliyetin temelini teşkil eden yükseköğretim kurumları ve tedavi kurumlarında faaliyet gösteren bilim insanlarının birçok bilim dalında değerli çalışmalar yaptığı bilinmektedir: Kadızade-i Rumi, Ali Kuşçu, Takiyüddin vb. Her ne kadar belli tarihten sonra Osmanlı Devleti'nde bilimsel faaliyetler yavaşlamışsa da varlığını sürdürmüş ve XVIII. Yüzyıldan başlayarak yeni bir yapılanma içine girmiştir. XX. yüzyılda ise yeni bir ruhla kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti gelişen bilim ve teknolojinin ruhuna uygun bilim insanlarının yetişmesinde öncülük etmiştir. Bu dönemde yetişen Cahit Arf, Hulusi Behçet gibi bilime katkı yapan bilim insanlarımızı zikredebiliriz.