Düşüncelerini kişinin bir hareketle somutlaştırmadığı sürece sırf bunlara sahip olduğu için cezalandırılamayacağı ilkesi- Latince ifadesiyle "cogitationis poenam nemo patitur" - bugün ceza hukukunun temel ilkelerinden biridir. Gerçekten ceza hukukunda kişi, kural olarak dış dünyada tezahür eden bir şey yaptığı için cezalandırılır. Bir şey yapmadığı için cezalandırılması ise istisnaidir. Bu istisnai haller, ihmali suçlar olarak kavramsallaştırılır. Bu ihmali suçlar arasından bu çalışmayı ilgilendiren ise görünüşte ihmali suçlardır. Bu tür ihmali suçlarda, söz konusu yükümlülükler nedeniyle bir anlamda ihmali davranış, icrai davranışa eşdeğer olarak kabul edilmektedir. Böylece neticeyi engellemeye yönelik yükümlülük sahipleri, "garantör" sıfatına sahip olmaktadır. Bu çalışmanın konusunu da garantörlük kaynakları oluşturmaktadır. Bu kaynaklar, Türk hukukunda ilk kez 2005 yılında TCK ile 83. maddede sıralandığı şekliyle sırasıyla kanuni düzenleme, sözleşme ve önceden gerçekleştirilen tehlikeli davranış olarak kabul edilmiştir. Yeni kanun ile yeni bir kavram yeni bir anlayış gelmiştir. Bu nedenle bilhassa öğretide bu konuyla ilgili yazılmış eserlerin sınırlı sayıda oluşu, Yargıtayın da bu suç grubu ile ilgili önemli sayıda içtihatları oluşmakta olması ve karşılaştırmalı hukukta görünüşte ihmali suçun geldiği nokta bu konunun doktora tez düzeyinde ele alınması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu inceleme yapılırken de karşılaştırmalı hukukta bu konuda önemli bir birikime sahip olan Alman ceza hukuku sistemine yer verilmiş ve Türk ceza hukukuyla mukayese edilmiştir.