Mûsikî, toplumların ulaştıkları medeniyet ve kültür seviyeleri ile benzer bir seyir arz etmektedir. Bir topluma ait mûsikî, onun kültürel ve medeni gelişimiyle ahlâkî durumu hakkında da ipucu verir. İslam toplumlarının oluşturduğu mûsikî kültürü de böyledir. Bu sebeple kulağına okunan ezân-ı Muhammedî ile dünyaya gelen bir mümin, buradan salât ü selâmlarla uğurlanır. Mümin, dînî mûsikîmizin iki önemli formu arasında geçen ömrü boyunca Kur'ân tilâveti başta olmak üzere duâ, zikir ve tesbîhât şeklinde mûsikî ile muhataptır.
Bu mûsikî kültürü, en güzeline ulaşma sâikiyle her gün yeni sesler ve melodiler arayan Müslümanların gayretleri neticesinde ortaya çıkmış ve tarihî süreçte büyük bir birikime sahip olmuştur. Bu çalışma da tarihî süreçte gelişen dînî mûsikî kültürümüzü hem İlâhiyat Fakültesi öğrencilerine hem de bu sahayla ilgilenenlere ana hatlarıyla ve bütün formlarıyla sunmayı amaçlamaktadır.