Bu kitap, Türkiye'nin dış politikasına, özellikle de İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki bağımlı ve saldırgan politikalarına odaklanıyor. Kitapta öncelikle dış politikayı oluşturan çok boyutlu iç ve dış etmenler anlaşılır kılınıyor, böylece tek tek olayların ve gelişmelerin içinde anlam kazanabileceği ve birbirlerine tutarlılıkla bağlanabileceği bir teorik çerçeve, bir model oluşturuluyor. Bir bütünlük içinde Cumhuriyet'in kuruluşundan AKP iktidarına kadar Türk dış politikasının ortak ve belirleyici ideolojik zemini, özü, kalıcı özellikleri, sürekliliği, süreklilik ve değişim içindeki seyri, bağlantıları ve tarihsel gelişimi içinde değerlendiriliyor. Kitabın bu yeni basımına eklenen "Şiddet ve Çürüme Sarmalından Krize ve Çöküşe" başlıklı uzun bölümde, 2001 krizinden bu yana yaşanan gelişmeler, AKP hükümetinin "sıfır sorun" söylemiyle başlayıp tüm komşu ülkelerle düşmanlaşma olarak hayata geçen politikası değerlendiriliyor. Türkiye'nin Tayyip Erdoğan iktidarıyla ABD taşeronluğuna daha uygun duruma geldiği, AKP iktidarının bu rolü hevesle üstlendiği ve "yeni" Amerikan stratejisine eklemlendiği saptanırken, Davutoğlu'nun "stratejik derinlik" olarak parlatılan açılımının nasıl bir stratejik bataklıkta noktalanabileceği gösteriliyor. ABD taşeronluğu, Kürt düşmanlığı ve Osmanlıcılık hevesleriyle karakterize politikaların açmazı gözler önüne seriliyor.