Gaspıralı İsmail Bey, Türklerin ve İslâm âleminin geri kalış sebeplerinin başında cehaletin geldiğine inanan büyük fikir adamlarımızdan biri idi. Rus işgaline uğrayan Türk ülkelerinde yaptığı eğitim reformu (Usul-i cedid) ile Türklerin İslâmdan ayrılmadan Avrupaî manâda modern bir eğitim görerek başarılı olabileceklerini ispat etmişti. O'nun bu mücadelesini "Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914)" adlı bir araştırmada anlatmaya çalışmıştık. Fakat Gaspıralı İsmail Bey'in çalışmaları ve başarıları yalnız eğitim sahasıyla sınırlı kalmıyordu. O, iyi eğitim görerek muasır medeniyet seviyesine hızla ilerleyen Türklerin dil ve kültür alanında birleşmeleri zaruretine de inanıyordu. Aksi takdirde, dil ve kültür alanında birleşemeyen Türk topluluklarının bir millet hâline gelemeyeceğini ve arzu edilen başarıyı elde edemeyeceğini söylüyordu. Türklerin mutlaka "Dil'de, Fikir'de ve İş'te Birlik" prensibiyle hareket etmesini isteyen Gaspıralı İsmail Bey, ancak o zaman siyasî ve ekonomik alanlarda istedikleri konuma gelebileceklerine inanıyordu. Türkiye Türkçesi'nin örnek alınarak mutlaka dil birliğinin sağlanması gerektiğini belirten Gaspıralı, bunu yaparken diğer Türk lehçelerinin de unutulmamasını söylemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa kemal Atatürk, kurdurduğu dil ve Tarih kurumlarıyla Türkiye haricinde yaşayan kardeşlerimizle müşterek tarihimizin ve dilimizin işlenip ortaya konmasını istemişti. Siyasete girmeden Türkler arasında dil ve kültür birliği kurulmasını isteyen Atatürk'ün bu sahadaki görüşleri etraflı bir şekilde burada izah edilmiştir.
Bugün, istiklâlini kazanan yeni Türk cumhuriyetleri ile kültürel muhtariyeti olan Türk toplulukları arasında dil ve kültür birliği çalışmalarına ışık tutacağına inandığımız bu çalışma, aynı zamanda, genç ilim adamlarının bu sahada çalışmalarını teşvik etmek maksadıyla yapılmıştır.